Beylikdüzü Kadınların Tek Günde Kendini Özel Sezmesi

Beylikdüzü Kadınların Tek Günde Kendini Özel Sezmesi
Cinsiyetçi bir yaklaşımla düşünüldüğünde, kadın ve erkek olarak şahısların misyonları değişiktir. Cemiyette insanlar üzerine düşen vazifeleri yerine getirmek için mücadele gösterirler. Bu gayretler, yapabilecekleri şeyler hududunda devam eder. Türk halkında erkek ve kadın ile alakalı misyonlar tanımlanmıştır. Çalışan her fert, hayatını devam ettirebilmek için para kazanmak zorundadır. Aile kurmak, soyunu devam ettirmek, karnını doyurup, bir konutta oturabilmek gibi kazanımlara erişebilmek için bir hayli misyonu iş anlamında yerine getirerek aldığı parayı hak etmeye çalışır. Hayat, tamamen çalışmaktan ibaret değildir. Boş zamanlarda, bu müddeti değerlendirmek için bir hayli şey yapan insanlar, dinlenme lüzumlarını da bu vakitte hakikatleştirmeye çalışır.
Cemiyette Kadın Cinsiyeti ve Duyguları
Her insanın hayat emeli değişiktir. Bu nedenden yaşamaya devam edebilmesi için, olmazsa olmazlarını yerine getirmesi gerekmektedir. Yemek yemek, yattırmak, barınmak vb. temel gereksinimlerin karşılanması koşuldur. Duygusal olarak erkeklerden ayrı bir seviyede olan kadınlar, bu duyguyu erkeklere kıyasla daha yoğun yaşarlar. Erkekler için anlam ve maddiyat daha ehemmiyetliyken, kadın için bu olgu daha değişik işler.
Duygusal olarak tatmin olma hissini yaşaması gerekir ki, bu duygu olmadan kendisini boşlukta sezer. Öbür bir deyişle kadın, kendisini özel sezmek ister. Yaşadığı his, kadına haz verir. Hoşlanılmak, değer görmek, kendini anlatabilmek, saygı görmek, kadına kendini özel sezdiren manevi duygulardır. Bu duyguları her an yaşamak isterler; bu duyguları ona sezdiren karşı türe de saygı ve sevgi dinlerler.
Şayet kadına bu duyguları yaşatacak bir tek erkek ortaya çıkarsa, aralarındaki ilişki kolayca aşka ve sevgiye dönüşebilir. Burada unutulmaması gereken şey ise, yaşanılan duyguları bir güne sığdırmamaktır. Özel günler elbette ki bazı vakaları kutlamak için ehemmiyetlidir; fakat reel ehemmiyetli olan yaşanan duyguları günlere, saatlere, hatta senelere yayabilmek. Gereklilik gibi görmeden, her an, son bulacakmış gibi yaşayabilmek. İnsan her gününü son gün gibi yaşayabilse, bazı şeylerin değerini daha fazla önem verecektir. Her şeyde olduğu gibi sevgi ve aşkta da bedeli, kaybettikten sonra kavrıyoruz. Kolay buluyor ve çok kolay tüketiyoruz.